Mirsad Ibrahim Ozel Sitesi
 
  Ana Sayfa
  Mirsad Ibrahimi Taniyalim
  Sinif Arkadaslarimi Taniyalim
  Anketler
  Ziyaretçi defteri
  Komik Fikralar
  Forum
  İletişim
  Spor Haberleri
  Gazete
  Bilgi Yarismasi
Spor Haberleri

"Bizi desteğinizden mahrum bırakmayın"

 

Beşiktaşlı futbolcu İbrahim Toraman, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Wolfsburg ile yapılan maçta sakat olduğu için oynayamadığını, taraftarların tepkisini tribünde bizzat yaşadığını ve buna inanamadığını söyledi.


İbrahim Toraman, kendisine ait internet sitesindeki açıklamasında, Beşiktaşlı taraftarlara seslenerek ''Bizi desteğinizden mahrum bırakmayın'' dedi.

Her takımın zaman zaman bir düşüş dönemi yaşayacağını ifade eden tecrübeli oyuncu, ''Önemli olan bu düşüşü kısa keserek en kısa zamanda tekrar yükselişe geçmektir. Bunu da bir bütün olursak başarabiliriz'' ifadelerini kullandı.

Sakatlığı nedeniyle Wolfsburg maçını tribünden izlemek zorunda kaldığını vurgulayan milli oyuncu, ''Tribündeki ortamı bizzat yaşadım ve gözlerime inanamadım. Bizim her zaman her platformda övündüğümüz, en sağlam kalemiz olan Beşiktaş taraftarı gitmiş, yerine başkanla, yönetimle, hocayla, taraftarla ve futbolcuyla çatışan bambaşka bir taraftar gelmişti. Oysa ki biz her zaman yöneticiden futbolcusuna, malzemecisinden masörüne kadar, taraftarımızla bir bütün olmuş takımdık'' görüşlerine yer verdi.
Acilen özledikleri tabloya geri dönmek zorunda olduklarını kaydeden İbrahim Toraman, ayrıca şu ifadeleri kullandı:

''Zaten bu durumdan herkes kendisine düşen mesajları almıştır. Cefakar olan ve takımını her zaman her ne konumda olursa olsun destekleyen, ölüyü bile dirilten taraftarımızı geri istiyoruz. Taraftarımız bizim en büyük dayanağımız, destekçimiz, güvencemiz. Tabi ki taraftarımızın eleştirisi ve tepkileri olacaktır. Ama bunun kesinlikle onur kırıcı küfürler olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bunun aksi bize zarar verir. Bizi şu andaki durumumuzla görmek isteyenlere lütfen bu fırsatı vermeyelim. Şimdi önümüzde bambaşka bir hedef var. Önce UEFA Avrupa Ligi'ne kalmak, ardından da burada başarıyla yolumuza devam etmek. Bunu da taraftarımız olmadan başaramayız. Artık taraftarımızın her şeyi bir kenara bırakıp, eski günlerde olduğu gibi takımına tam destek vermesi gerekiyor. Taraftarlarımızdan isteğim tribünlerdeki yerlerini almaları ve bizi sonuna kadar desteklemeleridir. Geçen yıl nasıl mutlu sona ulaştıysak, bu yılda onların desteğiyle hep beraber bu mutluluğu ve başarıyı yaşayacağımıza inanıyorum.''




Diyarbakırspor Kulüp Başkanı Çetin Sümer, 8 Kasım Pazar günü oynanacak Galatasaray maçına takımının çıkacağını söyledi.

Başkan Sümer kulüp binasında çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcileriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, yönetim kurulunca hazırlanan yazılı açıklamayı okudu.

Geçen hafta deplasmanda oynadıkları Gaziantepspor maçının ardından ''ırkçılık içeren söylemler ve hakemlerin yanlı tutumunu'' protesto etmek için aldığı Galatasaray maçına çıkmama kararını hatırlatan Sümer, şöyle dedi:

''Kentin bütün iç dinamikleri açıklamalarında kentin iradesinin maça çıkma ve mücadeleye devam etme gerekliliği yönündedir. Bize düşen bu konuda kararımız olmasına rağmen, bu iradeye saygı duyma ve uygulamak olacaktır. Türkiye Futbol Federasyonu'nun bu süreçten sonra kanun ve statülerine koymuş olduğu ırkçı, kötü ve çirkin tezahüratlara karşı yaptırımları yerine getirmesini bekliyoruz.''

Sümer, geçmişte olduğu gibi Diyarbakırspor'un rakiplerini en iyi şekilde ağırlayacağını da belirterek, ''Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Kulüpler Birliğine bu konuda gösterdikleri duyarlılık ve hassasiyetten dolayı teşekkür ederiz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız ve Kulüpler Birliği Başkanımızı Galatasaray maçına davet ediyoruz'' dedi.


"KENTİN İRADESİ MAÇA ÇIKMA VE MÜCADELEYE DEVAM ETME GEREKLİLİĞİ YÖNÜNDEDİR"

Başkan Sümer, kulüp binasında aralarında Ticaret Borsası, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti, Baro, Eczacılar Odası ve Ticaret Borsasının da bulunduğu çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle pazar günü oynayacakları Galatasaray maçına çıkıp çıkmayacaklarına ilişkin kulüp yönetiminin aldığı nihai kararı açıkladı.

Yönetim kurulu adına açıklamayı okuyan Başkan Sümer, Bursaspor maçında yaşanan olaylardan dolayı taraflara verilen cezaların yeterli olmadığı kanısını taşıdıklarını ifade ederek, ''Bu süreçten sonraki maçlarda da saha içi olayları ile adeta böyle bir tepkiyi verdiğimiz için cezalandırıldığımızı düşündük. Son Gaziantepspor maçı ile kulübümüze yönelik saha içi ve dışında yaşadığımız benzer ırkçı sloganlar nedeniyle bu haftaki Galatasaray maçına çıkmayacağımızı açıkladık'' dedi.


-SİYASİ MİSYON OLAMAZ-

Sosyal bir aktivite olan sporun, siyasi misyon olamayacağını bildiren Sümer, futbolun barış, kardeşlik ve diyaloğu süsleyen

ortak bir araç olduğunu söyledi. Kamuoyunun bu tepkilerini bugüne kadar yoğun bir şekilde tartıştığını kaydeden Sümer, şöyle konuştu:

''İçeriğin doğru olduğu ancak maça çıkmamamızın fayda sağlamayacağı konusunda yoğun bir görüş belirtilmiştir. Sayın Tarım ve Köy işleri Bakanımız, sayın valimiz, sayın büyükşehir belediye başkanımız, sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve tüm siyasi parti il başkanları yani kısaca bütün kentin iç dinamiklerinin açıklamaları bu kentin iradesinin maça çıkma ve mücadeleye devam etme gerekliliği yönündedir. Bize düşen bu konuda kararımız olmasına rağmen bu iradeye saygı duyma ve uygulamak olacaktır.''


-''YAPTIRIM BEKLİYORUZ''

Diyarbakır'a gelen takımları en iyi şekilde karşıladıklarını ve karşılamaya da devam edeceklerini kaydeden Sümer, şöyle devam etti:

''Türkiye Futbol Federasyonu'nu bu süreçten sonra kanun ve statülerine koymuş olduğu ırkçı, kötü ve çirkin tezahüratlara karşı yaptırımları yerine getirmesini bekliyoruz. Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da Diyarbakır'da rakiplerimizi en iyi şekilde ağırlayacağımıza emin olabilirsiniz. Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Kulüpler Birliğine bu konuda gösterdikleri duyarlılık ve hassasiyetten dolayı teşekkür ederiz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımızı ve Kulüpler Birliği başkanımızı ve kentin bütün temsilcilerini Galatasaray Kulübü ile oynayacağımız müsabakaya davet ediyoruz.

Başkan Çetin bir gazetecinin sorusu üzerine başkanlığındaki kulüp yönetiminin istifa etmeyeceğini söyledi.


-''SÜRECE UYGUN DÜŞMEZ''

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu ise kulüp yönetiminin yaşanan olaylar karşısında maça çıkmama yönünde bir açıklaması olduğunu hatırlattı.

Bursaspor ve Gaziantepspor maçından önce, çok öteden beri çıkılan deplasmanlarda Diyarbakırspor'un ırkçı, ayrıştırıcı, rencide eden ve hak etmediği bir takım tezahüratla karşılaştığını, bunun da kendilerini ve tüm Diyarbakırlıları üzdüğünü vurgulayan Ensarioğlu, şöyle konuştu:

''Bunlar bazen örgütlü, bazen kendiliğinden gelişiyor. Spor, kardeşlik ve birliğin gelişmesine katkı sunan bir faaliyet dalıdır. Çok nazik bir dönemden geçtiğimiz süreçte, bu tür ırkçı ve ayrıştırıcı söylemler birliğimize ve beraberliğimize zarar vermektedir. Diyarbakır'ın hak etmediği bu şeyleri kınarken, Futbol Federasyonu'nun da bu tür ayrıştırıcı, ırkçı ve nefret uyandıran tezahüratlara karşı mutlaka ağır cezalar uygulaması gerektiği kanaatindeyiz. Ortak karar olarak bütün bunlara rağmen yönetimin almış olduğu kararın bu sürece uygun düşmeyeceğini, barışa, huzura ve ayrıştırıcı söylemlere çanak tutabileceği kaygısıyla alınan karardan vazgeçilmesini ve Galatasaray maçına çıkılmasını istedik. Yönetim kamuoyunun isteğini kırmadı.''




Beşiktaş, Trabzonspor ile cumartesi günü oynayacağı maçın hazırlıklarına başladı. Basına kapalı yapılan antrenman yaklaşık 1,5 saat sürdü.

Tedavilerine devam edilen Nihat Kahveci, Rüştü Reçber, Tello, Holosko ve Rıdvan Şimşek, çalışmaya katılmadı. Kulüp Doktoru Devrim Urgun, bu oyuncuların Trabzonspor kafilesinde yer almayacağını açıkladı.

Bağırsak enfeksiyonu geçirmesi nedeniyle Wolfsburg maçında oynayamayan Fabian Ernst ise bugün salonda çalıştı. Ernst'in durumu yarın netlik kazanacak.

Teknik Direktör Mustafa Denizli yönetiminde yapılan antrenman kondisyon çalışmalarıyla başladı. Isınma koşuları sonrasında pas çalışması ile devam eden antrenmanda, kısa mesafe koşular yapan siyah-beyazlılar, 5-2 pas çalışması ve son olarak da tempolu koşu yaptı.

Beşiktaş, hazırlıklarını yarın (6 Kasım) yapacağı idmanla tamamlayacak ve özel uçakla Trabzon'a gidecek.


Bonservisine 30 milyon Euro paha biçilen Wolfsburg'un Boşnak yıldızı Edin Dzeko, “4 sene önce Jean Tigana beni istemişti. Ama Beşiktaş 500 bin Euro'luk bonservis bedelini çok bulunca, transfer yatmıştı” dedi.

Wolfsburg’un Boşnak golcüsü Edin Dzeko’ya şu anda paha biçilemiyor. Alman ekibi, 2.5 milyon Euro’ya transfer ettiği yıldız için şu anda kapıyı 30 milyon Euro’dan açıyor. Milan kapıda, İngiliz kulüpleri teklif yapmaya hazırlanıyor.

Fanatik Gazetesi'nin haberine göre, Bosnalı futbolcu ise çok ilginç bir gerçeği, maç bitiminde açıkladı. 2005 yılında Beşiktaş ile görüştüğünü ve kendisini Jean Tigana’nın istediğini belirten Dzeko, “Sanırım Erdil Arpacı isminde bir sorumlu vardı. Ben her konuda anlaşmıştım. Yıllık 300 bin Euro alacaktım. Ancak kulübüm 500 bin Euro istedi ve problem çıktı. O dönem çok üzülmüştüm. Türkiye’de oynamayı çok istiyordum. İleride yeniden şartlar oluşursa, Türkiye’ye gelebilirim ve Beşiktaş’ın formasını giyebilirim” dedi.

 

Sakatlarda son durum ne?

 

Beşiktaş'ta Trabzonspor maçı öncesi sakat futbolculardan hem iyi, hem de kötü haber geldi.

İyi haber olarak Wolfsburg maçında oynayamayan Fabian Ernst ve İbrahim Toraman'ın düzelmesi gösterildi. İki futbolcunun da Trabzonspor karyısında formalarını giyebilecekleri belirtildi.

Kötü haber ise Rüştü, Nihat ve Tello'dan geldi. Bu üç futbolcunun da Trabzonspor maçının kadrosuna alınmayacakları açıklandı.

Bu sabah yapılan çalışmada futbolcularıyla bir konuşma yapan Denizli'nin ''Şampiyonlar Ligi'ni unutun ve sadece Trabzonspor maçına konsantre olmaya çalışın. Ligdeki çıkışımızı sürdürmeliyiz" dediği öğrenildi.

Sabah yapılan çalışmaya sakatlıkları devam eden Rıdvan Şimşek, Holosko, Nihat, Tello ve Rüştü katılmadı.

Trabzonspor maçının kadrosuna Wolfsburg maçındateki etkisiz futbolu nedeniyle eleştirilen Serdar Özkan da alınmadı.



eşiktaş`lı ünlü Azeri iş adamı sonunda kararını verdi. Yaklaşan seçim öncesi, basında Mübariz Mansimov`un hangi Başkan adayının listesine gireceği yazılıp çiziliyordu. Ve Mansimov kararını verdi, Azeri işadamı 2010 seçimlerinde Başkan Yıldırım Demirören`in listesinde olacağını Demirören`e bildirdi.

Salı günü oynanan Şampiyonlar ligi karşılaşmasında ilginç bir olay yaşandı. Başkan Yıldırım Demirören`e yapılan küfürlü tepkilere sinirlenen Mansimov soluğu Başkanın yanında aldı. Demirören`e ``Başkan sana söz vermiştim, senin yönetimine bir kişi verecektim ama şu an bu kararımdan vazgeçtim, bu olanlar beni çok hırslandırdı, yeni yönetimine kabul edersen ben gireceğim.`` dedi. Başkan Yıldırım Demirören`in teşekkür ederek bu teklifi kabul etti. Demirören`in yeni yönetiminde büyük olasılıkla Mübariz Mansimov`un İkinci Başkan olması bekleniyor.


Wolfsburg maçında küfürlere maruz kalan Yıldırım Demirören, seçim kozunu belirledi: Yaklaşık 50 milyon TL`lik borcun yarısı kulübe hibe edilecek!

Başkan Yıldırım Demirören gözünü kararttı... Wolfsburg maçının son 10 dakikasında tribünlerden büyük tepki alan ve küfürlü tezahüratlarla protesto edilen Demirören, “Kongreyle geldim, kongreyle giderim. Bunlara pabuç bırakmayacağım” diyerek, istifa etmeyeceğini belirtmişti. Başkan’ın ocak ayındaki kongre için de önemli projeleri olduğu ortaya çıktı. Başkan, yaklaşık 50 milyon TL’lik borcun yarısını silmeyi planlıyor. Resmi açıklama ise kasım ayının sonunda yapılacak. Ayrıca Mübariz Mansimov’la da yöneticilik konusunda anlaşan Demirören, Azeri işadamından da bir süper yıldız ve 30 milyon Dolar sözü almıştı. Bu arada Fikret Orman’ın da Seba’yla görüşmelerde bulunduğu ve nabız yokladığı, destek görmesi halinde başkanlığa adaylığını koyacağı belirtildi.


Halkın takımı Beşiktaş.
 
Gurur duyduğumuz en büyük özelliğimiz.
 
Taraftarının arzu ve düşüncelerinin yönetimlere en yüksek düzeyde ulaştığı tek klüp.
 
Murat Aksu.
 
Bu seslere kulak verdi.
 
Işini, gücünü, evini, ailesini bıraktı aylardır çalışıyor.
 
Koltuk sevdası desen zaten 2. Başkan ve tüm işleyişin başındaydı.
 
İkbal hırsı desen, istese Türkiye`nin her şehrine Belediye Başkanı olur, milletvekili olur.
 
Zaten işi var gücü var, parası var şöhreti var.
 
Herkese çağrı yaptı, gelin oyunuza sahip çıkın dedi.
 
13.500 kişi işini gücünü bıraktı, klübe koştu, aidatını yatırdı.
 
Normal şartlarda bu sayı 6-7.000 civarında olurdu.
 
Mesaj ulaştı, Beşiktaşımıza yakışan en yüksek medeni seviyede toplantılar hızlandı.
 
Ağabeyler, ablalar, ağır toplar,ileri gelenler, eski tüfekler.
 
* * * *
 
Ama hayıırrr....
 
Bu sistemin nasıl çalıştığının zerre kadar önemi yok.
 
Haşmetli "Büyük Beşiktaşlılar" var.
 
Kombine alıyor, forma alıyor,
 
Kongre üyesi olmanın ne önemi var., herkes sahtekar, herkes satılmış.
 
İndipendiente takımından bilmem kim alınsaymış, yok yumruklar masaya vurulsaymış...
 
Maksat üzümü yemek değil illa ki bağcıyı dövmek.
 
Bağcı dövülecek diye klüp yıkılmış medeniyet yakılmış zerre kadar önemi yok.
 
* * * *
 
Avrupaya canlı yayınla bağlısın, gurbetçi milyonları temsil edersin, bunların da önemi yok.
 
Eleştirdin, alay ettin, rencide ettin o da kesmedi, bir de küfür eksik kalmıştı.
 
Beşiktaş`ın büyük menfaatleri için sağlam bir küfürü Eurosat uydusundan birde Avrupaya yayınlamazsak eksik kalırdı.
 
Kase kırılmıştır.
 
Başkanlık makamına klüp tarihinde ilk defa koro şeklinde küfür edilmiştir ve bu şekilde tüm klüp üyeleri rencide edilmiştir.
 
En medeni şekilde sorunu çözmek için çalışan Aksu`ya ayıp edilmiştir.
 
Yaratılan maduriyet elini zayıflatmıştır.
 
Kongre artık talepten ziyade "dayatma" hissiyatına girmiştir.
 
Haklı olanlar bile haksız duruma gelmiştir.
 
* * * *
 
Ben bu konudaki düşüncelerimi zaten önceden defalarca yazdığım için bir daha yazmayacağım.
 
Ancak Beşiktaş internet medyasında aynı gün Tuğrul Yenidoğan, Şemsi Birben ve Rüzgar Sağnak`a aynı şeyi yazdırmak imkansızdır.
 
Bu konunun artık şuncu veya buncu falan gibi algılanabilecek hiçbir yanı kalmamıştır.
 
Şuncu veya buncu gibi düşündüğünüz herkes zaten dost arkadaş Beşiktaşlılardır.
 
Bu mesele artık "eski nesil" ve "yeni nesil" meselesine dönmüştür.
 
Aylar öncesinden tespit etmiş olduğum gibi...
 
Beşiktaş artık bu yapıda dikiş tutmaz.
 
Kısa sürmesini umduğum bir "fetret" dönemi yaşanacaktır.
 
Ben önümüzdeki hafta seçimlerdeki rengimi ilan edip kongre çalışmalarına başlayacağım.
 
Bu dönemde "etik" olmayacağı için yazılarıma ara vereceğim.
 
Ancak seçimlerden sonra bu sahne yıkılacak ve yeni bir sahne kurulacaktır.
 
Saygı,sevgi ve dostluk temeli üzerine kurulacak yeni Beşiktaş tekrar yükselecektir.
 
Rüzgar Sağnak




Real'de şok: Ronaldo 1 ay daha sahalardan uzak!

Real Madrid, bir süredir yararlanamadığı Cristiano Ronaldo'yu en az 1 ay daha bekleyecek. Ronaldo için ameliyat kararı alınması durumundaysa bu süre birkaç aya kadar uzayabilecek.

05 Kas 2009 10:59:28

Barış Kupası: Cristiano Ronaldo (Real Madrid)
Fotoğraf Galerisi
Fotoğrafı büyüt
Barış Kupası: Cristiano Ronaldo (Real Madrid)

İlgili Linkler

Takımlar

Kişiler

Goal.com

Cristiano Ronaldo'nun sakatlanmasından bu yana kötü giden Real Madrid, Portekizli yıldıza bir süre daha kavuşamayacak. Marca gazetesinde bugün yeralan habere göre Ronaldo'nun sakatlığının, "en az 1 ay daha" sürmesi bekleniyor.

Ronaldo'nun, kendisini 2008 yılında ameliyat eden doktor Niek van Dyjk'in kontrolü altında olduğu ifade edilirken, yeni bir ameliyat kararının alınması olasılığının da bulunduğu, böyle bir durumdaysa Ronaldo'nun sahalara dönmesinin birkaç ayı bulabileceği belirtiliyor.

Ronaldo 30 Eylül günü Real Madrid'in Marsilya'yla oynadığı Şampiyonlar Ligi maçında sakatlanmıştı.





Dünyada Yılın Futbolcusu seçilmeyen 10 efsane - II

23 kişilik 2009 Dünyada Yılın Futbolcusu aday listesinin açıklanmasından sonra, Goal.com'dan Amoy Ghoshal, sizler için bu ödülü kazanamayan 20 yıldızı seçti. İşte serinin ikinci kısmı...

05 Kas 2009 14:39:45

İlgili Linkler

Goal.com

1991 yılında verilmeye başlanan FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu ödülü, antrenörlerin ve milli takım kaptanlarının oylarıyla sahibini buluyor.

Oliver Kahn

Eski Almanya kaptanı, 2002'de takımını finale taşırken, bir Dünya Kupası'nda Altın Top'u kazanan ilk kaleci olma unvanını elde ediyordu. Aynı yıl, Dünyada Yılın Futbolcusu ödülünde de ilk üçe giren ilk kaleci olmayı başardı; ancak Ronaldo'nun arkasında ikincilikte kaldı.

Paolo Maldini

Milan efsanesi, 25 yıllık kariyerinde kulüpler düzeyinde kazanılabilecek tüm kupaları kazandı. Ancak savunmacı olduğu için, bireysel başarılarda eksik kaldığı söylenebilir. 1995'te, ödülü alan takım arkadaşı George Weah'ın arkasından ikinci olmuştu.

Thierry Henry

2001 ile 2006 yılları arasında, bazı bireysel başarılar dahil, İngiltere'de kazanılabilecek her şeyi kazandı. Fakat aynı dönemde, Arsenal ile Şampiyonlar Ligi'nde veya Fransa ile milli takımlar düzeyinde şampiyonluğa ulaşamadı. 2003 ve 2004 yıllarında ikinci sırada kalmasının sebebi bu olmalı.

 

David Beckham

İngiliz yıldız, ödüle iki kez çok yaklaşsa da, ikisinde de ikinciliğe razı oldu. 1999'da Manchester United ile Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna ulaşırken Rivaldo'nun, 2001'de ise Luis Figo'nun arkasında kaldı.

 

Cafu

Üç kez Dünya Kupası finalinde oynamak yeterli gelmiyor olmalı ki, Cafu, bu ödülde ilk üçe dahi hiçbir zaman girememiş. Oysa kulüp seviyesinde de, hem Güney Amerika'da hem de Avrupa'da gayet başarılıydı. Daha defansif bir bölgede oynuyor olması, ödüle yaklaşamamasındaki etkenlerden biri olsa gerek.

Steven Gerrard

Liverpool'un kazandığı üç büyük kupanın (UEFA Kupası, Şampiyonlar Ligi, FA Kupası) finallerinde gol atmayı başardı. Genelde büyük maçlar onun işidir; ancak ödülü almayı henüz başaramadı. UEFA tarafından 2004/05 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nin en değerli oyuncusu seçilmişti, Futbol Yazarları Derneği'nden de geçen yıl ödül aldı; fakat Dünyada Yılın Futbolcusu seçilmek için milli takım bazında da başarı kazanmanız şart.

Pavel Nedved

Nedved, jenerasyonu içindeki en iyi orta sahalardan biriydi ve Juventus onu Zidane'ın açığını kapatmak için transfer etmişti. 2003 yılında takımını Şampiyonlar Ligi finaline taşırken Ballon d'Or'u kazanmayı başarmıştı; fakat bu ödül için ilk üçte bile değildi.

Michael Ballack

2001-2002 sezonunda Bayer Leverkusen ile Şampiyonlar Ligi'nde ve Almanya ile Dünya Kupası'nda finale ulaştığında, Zidane veya Ronaldo kadar istikrarlıydı. Fakat o zaman bile ilk üçe girmeyi başaramamıştı.

Hristo Stoichkov

1992 yılında Barcelona ile Avrupa'da zirveye çıkarken ikinci sırada kalmıştı. İki yıl sonra, Barça ile geçirdiği güzel sezonun sonunda, Bulgaristan Dünya Kupası'nı 4. sırada tamamlarken Stoichkov da Salenko ile gol krallığında zirveyi paylaşıyordu. Fakat bu sezonda da Romario'nun gerisinde kaldı.

 

Gianluigi Buffon

Diğer tüm başarılı kaleciler gibi, Buffon da bu ödül verilirken hep görmezden gelindi. İtalya ile Dünya Kupası kazandığı 2006'da, Juventus ile Şampiyonlar Ligi'nde final oynadığı 2003'de, hep diğer bölgelerden oyuncular tercih edildi. Bu yıl ülkesinden gösterilen tek aday; ancak kazanması yine zor gözüküyor.

Amoy Ghoshal, Goal.com




 

Lisandro, Liverpool'un hevesini kursağında bıraktı: 1-1

Şampiyonlar Ligi E Grubu'nda Lyon'a konuk olan Liverpool, Babel'le öne geçtiği karşılaşmanın son saniyelerinde Lisandro Lopez'i durduramayınca, Şampiyonlar Ligi'nde bir üst turu mucizelere bıraktı. Lyon ise üst turu garantiledi.

04 Kas 2009 23:34:39

Şampiyonlar Ligi: Daniel Agger (Liverpool) - Lisandro Lopez (Lyon)
Fotoğraf Galerisi
Fotoğrafı büyüt
Şampiyonlar Ligi: Daniel Agger (Liverpool) - Lisandro Lopez (Lyon)

İlgili Linkler

Takımlar

Lyon 1-1 Liverpool
Goller: Babel 83' / Lisandro 90'

Şampiyonlar Ligi E Grubu'nın 9 puanlı lideri Lyon, 3 puanla 3. sırada yer alan Liverpool'u konuk etti.

Eşit güçlerin savaşı

Maça ev sahibi ekip etkili başladı. İlk 15 dakikalık bölümde, özellikle sol kanattan etkili ataklar yapan Fransız temsilcisi, son vuruşlarda etkili olamadı. Daha sonra oyunda dengeyi sağlayan Liverpool, önce Torres, ardından Voronin'le iki etkili pozisyona girdi. Ancak, bu pozisyonlarda Lloris başarılıydı. İlk yarının son bölümünde iki takım da orta sahada çok top kaybı yapınca, takımlar soyunma odasının yolunu golsüz eşitlikle tuttular.

Sonda gelen goller

İkinci yarı, tempo olarak ilk yarıya göre daha yavaş başladı. Liverpool hücum yollarında etkisiz kalırken, Lyon daha istekli bir görüntü çizdi. Yine de galibiyetten çok mağlup olmamayı düşünen Fransız temsilcisi, çok adamla hücuma çıkmaktan çekindi. Maçın son bölümünde iki ekip de 0-0'a razı bir görüntü çiziyordu. Ancak, sahneye çıkan Babel, ceza sahasının dışından attığı mükemmel golle takımını öne geçirdi. Ancak, son sözü Lisandro söyledi. Savunmanın arkasına iyi sarkan Arjantinli yıldız, kaleci Reina'nın yanından plase bir vuruşla maça tekrar denge getirdi.

Bu sonuçla, Lyon puanını 10'a yükselterek gruptan çıkmayı garantilerken, Liverpool 4 puanda kaldı.


 

Diego: "Şampiyonlar Ligi'ni kazanabiliriz"

Şampiyonlar Ligi A Grubu'nda Bordeaux'nun arkasında kalsalar da, Diego, Juventus'un Avrupa'da başarıya ulaşabileceğine inanıyor.

05 Kas 2009 15:10:00

Diego - Juventus (Getty Images)
Fotoğraf Galerisi
Fotoğrafı büyüt
Diego - Juventus (Getty Images)

İlgili Linkler

Takımlar

Goal.com

Juventus'un oyun kurucusu Diego, Serie A'dansa Şampiyonlar Ligi'ni kazanmaya daha yakın olduklarını iddia ediyor.

La Gazzetta dello Sport'a konuşan Brezilyalı yıldız, "Juve'nin şu ana kadarki durumuna bakarsanız, Şampiyonlar Ligi için daha uygun bir takım olduğunu görürsünüz. Ligde devamlılığınızı ve konsantrasyonunuzu korumak zorundasınız. Avrupa'da ise her maç başlı başına ayrı bir olay. Şampiyonlar Ligi'nde sonuna kadar gitmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

 
Devler Ligi’nde 5. hafta maçlarının ardından Şampiyonlar Ligi’ni kazanmış en az 3 takım bundan sonra yoluna Avrupa Ligi’nde devam edecek.

UEFA Avrupa Ligi daha

ilk senesinden Şampiyonlar Ligi’ni aratmayacak gibi... ilk 5 maçın geride kalmasının ardından gruplarda durumlar şekillenirken, Avrupa Ligi’ndeki temsilcilerimiz F.Bahçe ve G.Saray’a kötü haberler var. Buna göre 8-9 Aralık’taki son maçların ardından 4 Avrupa şampiyonunun Avrupa’da yoluna Kupa 2’den devam etmesi mümkün...

Vatan'ın haberine göre, A Grubu’nda Bordeaux’ya liderliği kaptıran Juventus ile Bayern Münih son maçta ya tamam ya devam diyecekler... İtalya’daki maç öncesinde Juve 8 puanda, Alman ekibiyse 7 puanla 3. durumda. Juventus’un 2 Devler Ligi, 3 UEFA, 1 de Kupa Galipleri Kupası’nın yanı sıra 2 Süper Kupa, 2 de Kıtalararası şampiyonluğu bulunuyor.

JUVENTUS YA DA BAYERN

ALMAN temsilcisinin ise 4 Şampiyonlar Ligi, UEFA, Kupa Galipleri Kupası, ve Kıtalararası şampiyonlukları bulunuyor.

AVRUPA şampiyonluklarından nispetini almış bir diğer rakip adayları ise B Grubu’ndan gelecek. Real Madrid’in 10 puanla lider olduğu grupta Milan ve Marsilya da bulunuyor. Son maçta Marsilya konuk ettiği Real’i yener Milan da Zürih deplasmanında kazanırsa İspanyol devinin bile Avrupa Ligi’ne düşme ihtimali bulunuyor. Bu 3 takımın Avrupa’da kazandığı toplam kupa sayısıysa tam 19...

DEVLER Ligi’ne 5. hafta sonuçlarıyla veda etmesi kesinleşen Liverpool anında hedefi Avrupa Ligi olarak açıkladı. İngiliz ekibinin müzesinde ise 5 Şampiyonlar Ligi, 3 UEFA, 3 de Süper Kupa bulunuyor.

BARÇA BİLE GELEBİLİR

F Grubu’nda son maçta Dinamo Kiev’e konuk olacak Barcelona’nın dahi Avrupa Ligi’ne gerileme ihtimali olsa da Inter-Rubin Kazan maçındaki skor grubun 3.’sünü belli edecek gibi. Eğer Inter de Avrupa Ligi’ne düşerse 2 Şampiyonlar Ligi, 3 de UEFA şampiyonluğuyla bir başka zorlu rakip olacak. Diğer gruplardan gelecek takımlar arasında Atletico Madrid, Stuttgart ve Standart Liege avantajlı ekipler... Devler Ligi’nden gelecek 8 takımın arasında Beşiktaş’ın da olma ihtimali bulunuyor.


 

Tarih: 30 Eylül. Yer: CSKA Moskova’nın stadı Luzhniki. Şampiyonlar Ligi’ndeki 2. maçından da yenik ayrılan Beşiktaş’ta hedefteki isimdi Rüştü Reçber.


İstanbul dönüşünde kafileyi karşılayan taraftarlar, yediği iki golde hatası olduğunu düşündükleri Rüştü’ye ulaşamayınca acısını yumurta yağmuruna tuttukları başkan Yıldırım Demirören’den alıyordu.
İki maçta değişti Taraftarın tepkisi 3 Ekim’deki Denizli maçında da devam etti.

Tecrübeli kaleci topla buluştuğu her pozisyonda ıslıklandı. Beşiktaş, 1-0 kazanmasına rağmen tribünlerin tepkisi eksik olmadı.

Hürriyet'in haberine göre, 3-0 kazanılan F.Bahçe derbisi ve önceki günkü 1-0’lık Manchester United zaferinde başrolü oynayan isimlerden biri olan Rüştü, bu kez taraftarın sevgilisiydi. İki ay önce ıslıklanan milli kaleci, Manchester galibiyetinden sonra omuzlara alındı. Taraftarların internet forumlarında, gazetelerin sayfalarında yerden yere vurduğu milli kaleci, Devler Ligi başarısından sonra göklere çıkarıldı.

 
     
     
 




 

Arda için devler kapışıyor

Galatasaray Kaptanı Arda Turan için Arsenal ve Liverpool gibi dev kulüplerin Galatasaray'a teklif sunacakları iddia edildi.

 
NTV Spor
Güncelleme: 17:11 TSİ 26 Kasım. 2009 Perşembe

Galatasaray Kaptanı Arda Turan hakkındaki transfer haberlerinin arkası kesilmiyor... İngiliz spor sitelerinin iddiasına göre Arsenal Arda için 13 milyon pound ödemeye hazır.  Liverpool ise oyuncu+para teklifiyle Galatasaray'ın kapısını çalabilir.

İngiliz kaynaklı spor siteleri Arda Turan'ın menajeri  Ahmet Bulut'un açıklamalarına dayandırdıkları haberlerde  genç futbolcunun Arsenal ve Liverpool'un gündeminde olduğunu iddia etti.

Ahmet Bulut'un "Galatasaray  yaz döneminde Arsenal'ın teklifini geri çevirmişti. Ancak önümüzdeki temmuz ayında transfer gerçekleşebilir" sözlerine yer veren siteler  Arsene Wenger'in Arda konusundaki ısrarından vazgeçmediği görüşünde...  Londra ekibinin aynı mevkide benzer oyunculara sahip olması ise Arda'nın İngiltere yolundaki en büyük engel olarak gösteriliyor.

Haberin devamı ↓
reklam

Haberlerde  Fransız menajerin  bu uğurda 13 milyon pound'u gözden çıkaracağı öne sürülürken Arda için Liverpool'un da devreye girebileceği belirtiliyor.

Buna göre Liverpool Arda için Andrea Dossena ve Andreı Voronın'i takasta kullanmayı planlıyor.




 

Beşiktaş'a kötü haber

Manchester Untied maçında sakatlanan İbrahim Toraman ve Rodrigo Tello'dan Beşiktaş'a kötü haber geldi.




Beşiktaş'ın dün akşam Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde Manchester United takımıyla yaptığı karşılaşmada sakatlanan oyunculardan İbrahim Toraman'ın burnundaki kırık nedeniyle 2 hafta dinlenmesi gerektiği, Tello'nun ise bir bağ yırtığının bulunduğunun tahmin edildiği açıklandı.

Beşiktaş Kulübü Sağlık Kurulu Başkanı Mete Düren, yaptığı açıklamada, hem İbrahim Toraman'ın hem de Tello'nun önlerindeki Sivasspor karşılaşmasında oynama ihtimalinin bulunmadığını belirtirken, "İbrahim Toraman'ın burnunda kırık olduğunu tespit ettik. İngiltere'de filmi çekildi ama İstanbul'a gelince tekrar tomografisi çekilip, kontrol edilecek. Burnunda, yerinden oynamamış bir kırık var. Müdahale etmeden, alçı ile tedavisine devam edilebilir. 2 hafta dinlenmesi gerekecek ve daha sonra maskeyle oynayabilir" diye konuştu.

Düren, ayak bileğinden sakatlanan Tello'nun muhtemelen bir bağ yırtığı bulunduğunu dile getirirken, bu oyuncunun da İstanbul'a dönmesinin ardından çekilecek MR'ı sonrası teşhisinin değerlendirileceğini ifade etti.




 

Cruyff: "Barça Real'den bin kat daha iyi"

Barcelona'nın efsane isimlerinden Johan Cruyff, El Clasico öncesinde iddialı açıklamalar yaptı.


Goal.com

Barcelona hem forma giyen hem de teknik adamlık yapan efsane Hollandalı Johan Cruyff, "Barça, Real'den en az bin kat daha iyi oynuyor" dedi.

Sport'a hafta sonunda oynanacak derbiyi değerlendiren Hollandalı, "Barcelona'nın alışkın olduğu futbolu oynadığını görmek güzel. Bunun keyfini çıkarmalıyız. Şu an şampiyon, Madrid'den çok daha iyi oynuyor" açıklamasını yaptı.

Cruyff, Real Madrid'in El Clasico'ya lider çıkmasının çok fazla önemli olmadığını söylerken, başkent ekibinin Avrupa Kupaları'nda ilerlemek için kendisini geliştirmesi gerektiğini vurguadı.

62 yaşındaki eski golcü, "Liderler, iyi oynamıyorlar ama liderler. şampiyonlar Ligi'nde ilerlemek için kendilerini geliştirmek zorundalar" açıklamasını yaptı.





Unutulup giden 10 Altın Top kahramanı

2009 Altın Top (Ballon d'Or) ödüllerinin verilmesine kısa bir süre kala, Goal.com yazarlarından Carlo Garganese, geçmişte bu ödüle lâyık görülen unutulmuş 10 isim seçti.




Raymond Kopa - 1956'da 3., 1957'de 3., 1958'de 1., 1959'da 2.

Arsene Wenger'e idolünün kim olduğunu sorarsanız, 1950'lerin Fransız yıldızı Raymond Kopa'yı söyleyecektir. 1956-1959 arası Real Madrid'in Avrupa'yı kasıp kavurmasının başlıca sebeplerinden olan oyun kurucu, her zaman Alfredo di Stefano, Ferenc Puskas ve Francisco Gento gibi isimlerin gölgesinde kaldı. 1958 Dünya Kupası'nı 3. sırada tamamlayan Fransa kadrosundan da akla gelecek ilk isim Kopa değil, Fontaine olurdu.

Josef Masopust - 1962'de 1.

Çekoslovakya'nın 1962 Dünya Kupası'nda finale ulaşmasında, en önemli pay Macaristan ve Yugoslavya karşısında müthiş oynayacan Masopust'undu. Finalde de takımını Brezilya karşısında öne geçirmiş; ancak Çekoslovakya, sahadan 3-1 mağlup ayrılmaktan kurtulamamıştı. 1962'de Altın Top'u kazanan Mazopust, 2003 yılında da Çek Futbol Federasyonu tarafından son 50 yılın en değerli oyuncusu seçilmişti.

Florian Albert - 1967'de 1.

Macar futbolunun yıldızları dendiğinde, akla 50'lerin süperstarları Puskas, Hidegkuti ve Kocsis gelir. Ancak Ferencvaros'un efsane isimlerinden olan Florian Albert, 1958-1974 arası kulübüyle çıktığı 339 maçta 245, milli takım formasıyla ise 32 gole imza atmıştı. 60'ların efsane forveti, 1962'de Dünya Kupası'nın gol krallığını paylaşmış, 1966'da Peleli Brezilya'nın elenmesinde başrol oynamış ve 1956'da Ferencvaros'a Fuar Şehirleri Kupası'nı kazandıran isimlerden olmuştu.

Jimmy Johnstone - 1967'de 3.

Efsane kanat oyuncusu kendi ülkesinde pek de unutulmuş değil; ancak İskoçya'nın dışında, onun hakkında fazlaca bir şey hatırlayan bulunmaz. Oynadığı dönemlerde bek oyuncularının kâbusu olan Celticli futbolcu, 1967'de Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde Inter'i deviren kadronun kilit isimlerinden birisiydi.

Gunter Netzer - 1972'de 2.

Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi pasörlerinden ve oyun kurucularından biri olmasına rağmen, Gunter Netzer de Almanya dışında Franz Beckenbauer, Gerd Müller veya Wolfgang Overath kadar tanınmıyor. Bunun sebebi 1974 Dünya Kupası'nda fazla parlayamamış olması olabilir; ancak Euro '72'de gösterdiği performans, özellikle çeyrek finaldeki İngiltere galibiyetindeki oyunu, hatırlanmaya değerdi.

Allan Simonsen - 1977'de 1.

O da 1970'lerin yıldızlarından biriydi ve Netzer gibi Simonsen de Borussia Monchengladbach forması giyiyordu. Kısa boylu forvet, sahada bir sihirbaz gibiydi. Alman ekibindeki 7 yılında kazandığı kupalardan sonra, 1979-1983 arasında Barcelona formasıyla da müthiş bir performans gösterdi. Danimarka Milli Takımı formasıyla çıktığı 55 maçta 20 gole imza attı.

Hans Krankl - 1978'de 2.

1930'lardaki Mattias Sindelar'dan beri Avusturya futbolunun yetiştirdiği en büyük isim olan Krankl, müthiş bir sol ayağa sahipti. Rapid Wien ve Barcelona'nın yıldızı, milli takımda 69 maçta 34 gol kaydetti. 1978 Dünya Kupası'nda Avusturya, ezeli rakibi Federal Almanya'yı 47 yıl sonra ilk kez mağlup ederken, galibiyeti getiren meşhur gol 88. dakikada Krankl'dan geliyordu.

Bernd Schuster - 1980'de 2., 1981'de 3.

Schuster bugünlerde Real Madrid'in eski hocası olarak biliniyor olabilir; ancak 1980'lerde futbol dünyasının en iyi orta saha oyuncularından birisiydi. 1980'de Avrupa Şampiyonası'nı kazanan Federal Almanya'nın yıldızlarından biriydi. Almanya Futbol Federasyonu ile ters düştüğü için milli takımıyla başka bir turnuvada yer alamadı; ancak İspanya'da Barcelona, Real Madrid ve Atletico Madrid formalarıyla müthiş 13 yıl geçirdi.

Preben Elkjaer - 1984'te 3., 1985'te 2.

1980'lerin ortasında, Elkjaer, bir süre boyunca Avrupa'nın en iyi forvetiydi. Danimarka'nın 1984 Avrupa Şampiyonası ve 1986 Dünya Kupası kadrolarının yıldızıydı. Hızlı, güçlü, yorulmak bilmeyen forvetin en büyük başarısı, Serie A tarihinin en büyük sürprizlerinden birine imza atarak, 1985 yılında Verona ile yaşadığı şampiyonluktu.

Igor Belanov - 1986'da 1.

1986 Dünya Kupası'nda, müthiş oynamasına rağmen 4-3'lük Belçika maçındaki felaket hakem hataları yüzünden çeyrek finale yükselemeyen SSCB kadrosunun bir parçasıydı. O kupada dört gol kaydederken, aynı sene içinde Kupa Galipleri Kupası şampiyonluğuna giden Dinamo Kiev'i de attığı 5 golle sırtlamıştı.

Carlo Garganese, Goal.com






Drogba: "Hayalim Milan'dı"

Fildişili oyuncu Didier Drogba, küçükken Milan'da oynamanın hayalini kurduğunu ama şimdi Chelsea'de olmaktan mutlu olduğunu ifade etti.

27 Kas 2009 11:53:26

İngiltere: Didier Drogba (Chelsea) (Getty Images)
Fotoğraf Galerisi
Fotoğrafı büyüt
İngiltere: Didier Drogba (Chelsea) (Getty Images)

İlgili Linkler

Takımlar

Kişiler

Goal.com

Chelsea'nin golcü oyuncusu Didier Drogba, İtalyan gazetesi La Gazzetta dello Sport'a yaptığı açıklamada, Milano şehrine duyduğu özel ilgiyi açıklığa kavuşturdu.

Milano şehrini çok sevdiğini dile getiren Fildişili yıldız, "Orada bir sürü arkadaşım var. Madrid, Paris ve Marsilya. Kendimi rahat hissedebildiğim ender yerlerden" diye belirtti.

Fransa'da çocuk yaşlardayken sıkı bir Milan taraftarı olduğunu söyleyen Chelseali oyuncu, "Her zaman insanın hayalleriyle yaşadıkları kesişmeyebilir. Serie A benim için daha uygun bir lig olabilirdi ama ben şu an Chelsea'de olmaktan çok mutluyum" şeklinde konuştu.

Carlo Ancelotti
'nin Milan'dan Chelsea'ye gelirken yanında Madonnina'dan esintiler getirdiğini ifade eden 31 yaşındaki futbolcu, "Ancelotti mükemmel bir insan ve çok tecrübeli bir isim. Başarıya nasıl gideleceğini çok iyi biliyor. Soyunma odasına hakimiyetini kısa sürede kurdu. Kazanma hırsını bizlere çok iyi yansıtıyor" ifadelerini kullandı.



 









 


 

 



 

 

Giris Yap  
  INFOMELDUNG_LOGINBOX  
 
 

Acemi Playlist at MP3-Codes.com
 
 
 
 
 
   
Bugün 3 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol